1971'de Adalet Ağaoğlu yazdı Kozalar'ı. O dönemdeki kargaşaya, kardeş düşmanlığına, soğuk savaşa, göç sorununa 3 zengin kadının ev içindeki çay sohbeti fonunu kullanarak eğildi. Defalarca tiyatro sahnesinde izleyici ile buluşan bu eser Drama Tiyatrosu tarafından tekrar yorumlandı. Günümüz sorunlarından da bahsedecek şekilde revize edilip, izleyicinin ilgisini çekecek makyaj ve kostümlerle süslenip sunuldu. Ama olmadı. Olamadı. Kareografi oyunun ötesine geçti. Büyük hareketler ve mimikler izleyiciyi soğuttu. Samimi olmayan, mesajını izleyiciye geçiremeyen bir güldürü ortaya çıktı. Güldürü diyorum-Binnur Kaya'nın çatallı sesi ve sempatikliği, Demet Evgar'ın rol icabı ateşli halleri haricinde güldüğümüz pek bir şey de olmadı. Salondaki gülüşmeler bir süre sonra bir şeyi bir şeye benzetmeye çabalayıp iyice eğilip yakından baktığımız anlardaki buruşuk, memnuniyetsiz, tadsız yüz ifadelerine evrildi. Tüm oyunun sonunda dekoru kozalara dönüştürdükleri sahne bile anlaşılır de...
Sanat Gözler Açıkken Görülen Rüyadır. (Sinema-Tiyatro ve Etkinlik Elestiri-Öneri Blogu)