Ana içeriğe atla

Pencere - Oyun Atölyesi






Orijinali David Hare tarafından yazılan “Skylight” oyunu, ilk olarak 1997 yılında, Londra Ulusal Tiyatrosu'nda sergilendikten sonra Haluk Bilginer tarafından dilimize çevirilerek  Oyun Atölyesi’yle bize “PENCERE” ismiyle sunuluyor. Bu 3.sezonunda izleyebildik. Buna da şükür diyelim.


Oyun başladıktan uzun bir süre sonra tam olarak kimin kim olduğunu anlayabildim. Belki benim dalgınlığımdandır belki de mutfakta pişen gerçek makarnanın, ezilen sarımsağın salona dolan iştah kabartan kokusundandır. Salondan çıktığımda, kenar mahallede yaşamını idame ettirmeye çalışan kadın ile restoran zinciri sahibi iş adamının ilişkisini değil, güzel bir spagetti eşliğinde şarap yudumlamayı düşünüyordum.


Yani oyun Haluk Bilginer’i canlı seyretme lüksünden öteye geçemedi benim için. Bu bir to-do-list etkinliği haline dönüştü. Canlı seyrettim mi bu büyük oyuncuyu, Evet. OK.

Metin yer yer duygu yüklü yer yer eğlenceliydi. Muhtemelen seveceksiniz. Haluk Bilginer’in karşısında oyunculuk anlamında hiç de geri kalmayan Esra Bezen Bilgin’i izliyoruz.

3 kişilik performansta üçüncü kişi olan Kürşat Demir’in oyunculuğuna pek ısınamadığımı belirtebilirim.

Buradan fragmanı izleyebilirsiniz.



İyi seyirler

Künye:

Orijinal Adı: Skylight
Yazan: David Hare
Çeviren: Haluk Bilginer
Yöneten: Birkan Uz
Sahne Tasarımı: Gamze Kuş
Müzik: Çağrı Beklen
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Oynayanlar: Esra Bezen Bilgin/Haluk Bilginer/Kürşat Demir
(2 perde; ara ile birlikte 130 dakika)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Reis Bey - İBBŞT

Reis bey; Necip Fazıl Kısakürek'in 1960 ihtilali ile hapishaneye düştüğünde dört duvar arasında yazdığı 3 tiyatro oyunundan biri. Bu yüzden olacak ki başrol gaddar, merhametsiz bir yargıç'ın yanlışlarından dönüp doğru yolu buluşunun hikayesi. Necip Fazıl'ın da bir iflah olmaz bir kumarbazken Allah'ı bulup alimliğe evrildiğini göz önüne alacak olursak, esere gerçek hayatından bir yansıma da diyebiliriz belki. Reis Bey, 1988 yılında Haluk Kurdoğlu'nun canlandırdığı Mesut Uçakan'ın yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanmıştır. (NFK'nın benim edebiyat ve şiirle tanışmamı sağlayan kişi olduğunu da belirtmeden geçmemek isterim, ablamın şiir defterinde okuduğum Kaldırımlar adlı şiiri çok beğenmiş ve şiir okumaya-yazmaya başlamıştım, henüz ortaokuldaydım.) Oyun bu sezon geniş oyuncu kadrosuyla izleyici ile buluştu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında.  Başroldeki Selçuk Soğukçay usta oyunculuğunu konuşturuyor ve rolün hakkını veriyor, ara ara tüyl...

YEN - Tiyatro Craft

Efsane oyun. Bu yılın en iyilerinden. 3 arkadaş gittiğimiz tiyatro etkinlikleri arasında Oyun Atölyesi'nin "KUNDAKÇI"sından sonra ikinci sıraya yerleşti bu oyun. Oyun metni çok sert, travmatik, gerçek ama bi o kadar ince-naif-hassas. Ayaklarınızın dibinde kavga eden kardeşleri seyredip ardından gelen replikte kalbinizin bir boşluğa düşüp kıvrandığını hissediyorsunuz. Oyundan çıktığınızda dayak yemiş gibi yorgun hissediyorsunuz. Bunda 2 buçuk saat süren performansta ara verilmemesi de etkilidir belki. Gözünüz korkmasın. Oyun anında saatime bakıp 2 saat geçtiğini görünce şaşırdım. Zamanın nasıl geçtiğini unutabileceğiniz bir deneyim. Afife Jale Ödüllerinde; Yılın En Başarılı Yönetmen (Çağ Çalışkur)//Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu(Bora Akkaş)//Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu(Neslihan Yeldan)//Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı(Berker Güven ve İdil Sivritepe)//Yılın En Başarılı Prodüksiyonü dallarında aday olmasına rağmen eli boş dönmesi de üzücü...

Ölü Ozanlar Derneği - Tiyatro Kedi

Kültür Üniversitesi Oditoryumunda iş arkadaşlarımla izledik Ölü Ozanlar Derneği’ni. Bir arkadaşım haricinde kimse kitabını okumamıştı. Çoğumuz filmini izlemiştik elbette ki. Filmin başrolünü geçen yıllarda vefat eden Robin Williams üstlenmişti, çok iyi bir oyunculuk çıkarmıştı, ortalık bu filmin etkileyiciliği ile kasıp kavrulmuştu,  1989’da dört dalda Oscar’a aday olup sadece Tom Schulman’a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti.  Hatırlamak isterseniz diye..  Bir edebiyat öğretmeninin mezun olduğu koleje yıllar sonra öğretmen olarak işe başlaması, öğrencilerini  yetiştirmek için  farkli bir eğitim yöntemi seçmesi  ve  şiir yoluyla   aralarında kurulan bağ üzerine derin bir eser olan bu metin tiyatro sahnesine bu ekip tarafından iyi yansıtılamamış ne yazık ki. Oyunculuklar konusunda değil bu eleştirim. Sorun metnin duygusunun izleyiciye aktarılamaması. Ayrıca sorunlar arasında; olayların izleyiciye alelacele aktarılması, -ki bunda elbette...