Ana içeriğe atla

YUTMAK - Craft Tiyatro



Zorlu sahnesine büyük heyecanla gittim. Çünkü küçük bir salonda pek sık olmayan aralıklarla oynuyordu ve bileti bulmak bu yüzden biraz zordu. Bu heyecanıma CRAFT Tiyatro etiketinin de etkisi olduğuna eminim çünkü geçen yıl izlediğim YEN adlı oyun hala zihnimde ve eş dost sohbetinde tavsiye ettiklerim arasında. YUTMAK’ın başrollerinden birinin aldığı ödülleri de duyduktan sonra güvenim iyice arttı. Merve Dizdar bu oyunda sergilediği trans bireyliğe doğru ilerleyen eşcinsel kadın rolüyle; Afife Jale Tiyatro Ödülleri Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu ve Direklerarası Seyirci Ödülleri Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu ödüllerini almış. Yerinde.










Başak Daşman - Merve Dizdar - Ece Dizdar


Ancak oyun metni biraz zorlayıcı. Beklediğimin altında bir beğeniyle çıktım. Oyunculuk evet iyi ama yeterli mi. İçi dolu bir hikâye olsaydı fena olmaz mıydı. İskoç yazar Stef Smith mi bu konudaki veryansın etmem gereken merci yoksa metin seçimini yapan kişi mi? 

Tahmin edersiniz ki kişisel görüşümdür. Oyun metni beni heyecanlandırmadı, mutlu etmedi.
Oyundan çıktığımızda konuşmalarımızdaki "fena değildi" - "eh işte"lerin yerini hemen kaba etlerimizdeki ağrılar aldı. Afedersiniz  popomun ağrısını unutturacak bir oyun olmadı anladığınız üzere.  Numarasız sandalyeli oyunlarda seyirci konsantrasyonu bozucu en önemli etkidir. Günümüz tekniklerinin çözemediği sorun sandalye sorunu, kan dolaşımın sekteye uğraması. Evrensel sorunumuza bi çözüm bulunamadı gitti. 

Bu sezon seyrettiğim silik oyunlardan biri kısacası bir süre sonra unutacağım  muhtemelen. Oyunculuklar iyi, metin yetersiz, dekor,ışık, ses, koreografi, sanat yönetmenliği başarılı.



Künye:

Yazan: Stef Smith
Çeviren: Çağ Çalışkur
Yöneten: İbrahim Çiçek
Yardımcı Yönetmen: Güven Murat Akpınar
Dekor-Işık: Cem Yılmazer
Ses: Özgür Kuşakoğlu
Koreografi: Gizem Erdem
Mekan Yönetimi: Cansın Şenel
Proje Ekibi: Göksun Büyükkahraman, Taner Kaşıkçı, Özge Çalışkan, Selahattin Paşalı, Dima Boikov













Oynayanlar: Ece Dizdar, Başak Daşman, Merve Dizdar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Reis Bey - İBBŞT

Reis bey; Necip Fazıl Kısakürek'in 1960 ihtilali ile hapishaneye düştüğünde dört duvar arasında yazdığı 3 tiyatro oyunundan biri. Bu yüzden olacak ki başrol gaddar, merhametsiz bir yargıç'ın yanlışlarından dönüp doğru yolu buluşunun hikayesi. Necip Fazıl'ın da bir iflah olmaz bir kumarbazken Allah'ı bulup alimliğe evrildiğini göz önüne alacak olursak, esere gerçek hayatından bir yansıma da diyebiliriz belki. Reis Bey, 1988 yılında Haluk Kurdoğlu'nun canlandırdığı Mesut Uçakan'ın yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanmıştır. (NFK'nın benim edebiyat ve şiirle tanışmamı sağlayan kişi olduğunu da belirtmeden geçmemek isterim, ablamın şiir defterinde okuduğum Kaldırımlar adlı şiiri çok beğenmiş ve şiir okumaya-yazmaya başlamıştım, henüz ortaokuldaydım.) Oyun bu sezon geniş oyuncu kadrosuyla izleyici ile buluştu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında.  Başroldeki Selçuk Soğukçay usta oyunculuğunu konuşturuyor ve rolün hakkını veriyor, ara ara tüyl...

YEN - Tiyatro Craft

Efsane oyun. Bu yılın en iyilerinden. 3 arkadaş gittiğimiz tiyatro etkinlikleri arasında Oyun Atölyesi'nin "KUNDAKÇI"sından sonra ikinci sıraya yerleşti bu oyun. Oyun metni çok sert, travmatik, gerçek ama bi o kadar ince-naif-hassas. Ayaklarınızın dibinde kavga eden kardeşleri seyredip ardından gelen replikte kalbinizin bir boşluğa düşüp kıvrandığını hissediyorsunuz. Oyundan çıktığınızda dayak yemiş gibi yorgun hissediyorsunuz. Bunda 2 buçuk saat süren performansta ara verilmemesi de etkilidir belki. Gözünüz korkmasın. Oyun anında saatime bakıp 2 saat geçtiğini görünce şaşırdım. Zamanın nasıl geçtiğini unutabileceğiniz bir deneyim. Afife Jale Ödüllerinde; Yılın En Başarılı Yönetmen (Çağ Çalışkur)//Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu(Bora Akkaş)//Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu(Neslihan Yeldan)//Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı(Berker Güven ve İdil Sivritepe)//Yılın En Başarılı Prodüksiyonü dallarında aday olmasına rağmen eli boş dönmesi de üzücü...

Ölü Ozanlar Derneği - Tiyatro Kedi

Kültür Üniversitesi Oditoryumunda iş arkadaşlarımla izledik Ölü Ozanlar Derneği’ni. Bir arkadaşım haricinde kimse kitabını okumamıştı. Çoğumuz filmini izlemiştik elbette ki. Filmin başrolünü geçen yıllarda vefat eden Robin Williams üstlenmişti, çok iyi bir oyunculuk çıkarmıştı, ortalık bu filmin etkileyiciliği ile kasıp kavrulmuştu,  1989’da dört dalda Oscar’a aday olup sadece Tom Schulman’a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti.  Hatırlamak isterseniz diye..  Bir edebiyat öğretmeninin mezun olduğu koleje yıllar sonra öğretmen olarak işe başlaması, öğrencilerini  yetiştirmek için  farkli bir eğitim yöntemi seçmesi  ve  şiir yoluyla   aralarında kurulan bağ üzerine derin bir eser olan bu metin tiyatro sahnesine bu ekip tarafından iyi yansıtılamamış ne yazık ki. Oyunculuklar konusunda değil bu eleştirim. Sorun metnin duygusunun izleyiciye aktarılamaması. Ayrıca sorunlar arasında; olayların izleyiciye alelacele aktarılması, -ki bunda elbette...