Ana içeriğe atla

Günün Çorbası



   Müzikaller her zaman iyi olmuyor efendim. Bir kaç sezondur beğendiğim ender müzikallerden birini izleme şansına eriştim. Eğlenceli ve duygusal bir oyun Günün Çorbası. TODD MUELLER - HANK BOLAND  imzalı bu metin daha önce Brodway’de defalarca sahnelenmiş. Türk uyarlaması da gayet başarılı. Özellikle şarkı sözleri bir harika. Bu yüzden en büyük övgüler müzikalin çevirisi ve rejisi Taner Tunçay'a olmalı.


    İlginç olan; o kadar efsane sesler bir araya gelmiş ki çıplak sesleri ilk duyduğumda playback sandım. Brodway müzikali uyarlaması oyunun Gregg Opelka'ya ait olan bestelerine sadık kalınarak yazılan sözler, uyarlama müzikallerin zorlama-eğreti güfte yazma handikabına hiç düşmüyor, kulağa hoş geliyor, kalbe dokunuyor, bazen de güldürüyor. Bazı parçaları ekstra beğendim ve daha önce de ortaya attığım tiyatro soundtrack albümü fikrim yeniden depreşti.

      Oyundan gayet memnun ayrıldık üç arkadaş ama eleştirilecek noktalar da var tabi.
Müzikallerde en önemli unsurlardan biri sestir. Ses salona eşit dağılmalı ve boğulmamalıdır. Şarkı sözlerini duymak esastır. Ama ses tasarımcıları, mixer asistanlarının kusuru olduğunu düşündüğüm ayarsızlıklardan dolayı müzikal sözlerin çoğunu bir defada ya da hiç anlayamadım.
     
     Canlı orkestra ile çoklu oyuncu sesleri birbirine karışıyor. Ne kadar senkron okusalar da ses boğuluyor. Başrol oyuncuların sesleri ön planda tutulmalı diğer oyuncularınki vokal kalmalı ki anlaşılabilsin. Canlı orkestra da oyuncuların sesini bastırmamalı. Bu gibi eksiklikler müzikal deneyimini eksik yaşamanıza neden oluyor. Üzücü. Yapmayın böyle beyler..

     Ayrıca oyunun kastında gazete patronunun inanılmaz sesine rağmen oyunculuğu gözle görülür derecede sönük.
   
    Tiffany Vandervanden’i canlandıran Gözde Türker harika oyunculuk çıkarıyor. Şarkıya girdiğinde playback sandığım oyuncu kendisidir.
     
     Shelly DeCoco rolündeki Selmin Artemiz tiyatro haricinde bir yerlerde sahneye çıkıp şarkı söylüyor mu? Gidip dinleyeceğim.

     Konuyu merak edenlere Devlet tiyatrolarının sitesinden kopyala yapıştır yapıyorum. İyi seyirler.

   1939 yılında New York'un en ünlü restoranlarından Bailey's, dünyaca ünlü "Günün Çorbası" ile meşhurdur. Ancak bu çorbanın tarifini hiç kimse bilmemektedir. Herald Tribune' ün Pulitzer ödüllü araştırmacı gazetecisi Katharine Hawks, patronu J.P. Thompson'ın isteği üzerine kılık değiştirip çorba tarifini öğrenmek için, garson olarak restorana sızar. Restoranın sahibi Stewart Bailey bir yandan evlenmek üzere olduğu sosyetik nişanlısı Tiffany Vandervanden ile uğraşırken bir yandan da aile mirası olan çorbayı korumaya çalışmaktadır. Sadık dostu barmen Franklin O'Shea ve eski sevgilisi ünlü yemek eleştirmeni Shelly DeCoco'nun da olaya dahil olmasıyla işler bir hayli ilginç ve komik bir hal alır.


Künye:
Yazar Todd Mueller, Hank Boland
Çevirmen Taner Tunçay
Yönetmen Taner Tunçay
Dekor Tasarımı Behlüldane Tor
Kostüm Tasarımı Nalan Alaylı
Işık Tasarımı İ. Önder Arık
Müzik Gregg Opelka
Müzik Direktörü Melikcan Zaman
Sanat Danışmanı Ozan Uçar
Koreografi Seda Özgiş
Yönetmen Yardımcısı Vehbi Akıntürk
Şarkı Sözleri Adaptasyon Nermin Koçak Tunçay, Taner Tunçay
Dramaturg Selen Korad Birkiye
Yönetmen Asistanı Seza Yeğin
Oyuncu Nermin Koçak Tunçay, Onur Ertaman, Ozan Uçar, Selmin Artemiz, Gözde Türker, Aykan Aydın
Ensemble Seza Yeğin, Aykut Söyük, Vehbi Akıntürk, Gülçin Arslan, Gizem Genç, Orhan Ergiol
Orkestra Doğukan Hürkan, Reşat Gülsün, Umut Şengün, Fatih Mehmet Görcün, Hakkı Biçer, Zeynep Er



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Reis Bey - İBBŞT

Reis bey; Necip Fazıl Kısakürek'in 1960 ihtilali ile hapishaneye düştüğünde dört duvar arasında yazdığı 3 tiyatro oyunundan biri. Bu yüzden olacak ki başrol gaddar, merhametsiz bir yargıç'ın yanlışlarından dönüp doğru yolu buluşunun hikayesi. Necip Fazıl'ın da bir iflah olmaz bir kumarbazken Allah'ı bulup alimliğe evrildiğini göz önüne alacak olursak, esere gerçek hayatından bir yansıma da diyebiliriz belki. Reis Bey, 1988 yılında Haluk Kurdoğlu'nun canlandırdığı Mesut Uçakan'ın yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanmıştır. (NFK'nın benim edebiyat ve şiirle tanışmamı sağlayan kişi olduğunu da belirtmeden geçmemek isterim, ablamın şiir defterinde okuduğum Kaldırımlar adlı şiiri çok beğenmiş ve şiir okumaya-yazmaya başlamıştım, henüz ortaokuldaydım.) Oyun bu sezon geniş oyuncu kadrosuyla izleyici ile buluştu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında.  Başroldeki Selçuk Soğukçay usta oyunculuğunu konuşturuyor ve rolün hakkını veriyor, ara ara tüyl...

YEN - Tiyatro Craft

Efsane oyun. Bu yılın en iyilerinden. 3 arkadaş gittiğimiz tiyatro etkinlikleri arasında Oyun Atölyesi'nin "KUNDAKÇI"sından sonra ikinci sıraya yerleşti bu oyun. Oyun metni çok sert, travmatik, gerçek ama bi o kadar ince-naif-hassas. Ayaklarınızın dibinde kavga eden kardeşleri seyredip ardından gelen replikte kalbinizin bir boşluğa düşüp kıvrandığını hissediyorsunuz. Oyundan çıktığınızda dayak yemiş gibi yorgun hissediyorsunuz. Bunda 2 buçuk saat süren performansta ara verilmemesi de etkilidir belki. Gözünüz korkmasın. Oyun anında saatime bakıp 2 saat geçtiğini görünce şaşırdım. Zamanın nasıl geçtiğini unutabileceğiniz bir deneyim. Afife Jale Ödüllerinde; Yılın En Başarılı Yönetmen (Çağ Çalışkur)//Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu(Bora Akkaş)//Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu(Neslihan Yeldan)//Yılın En Başarılı Genç Kuşak Sanatçısı(Berker Güven ve İdil Sivritepe)//Yılın En Başarılı Prodüksiyonü dallarında aday olmasına rağmen eli boş dönmesi de üzücü...

Ölü Ozanlar Derneği - Tiyatro Kedi

Kültür Üniversitesi Oditoryumunda iş arkadaşlarımla izledik Ölü Ozanlar Derneği’ni. Bir arkadaşım haricinde kimse kitabını okumamıştı. Çoğumuz filmini izlemiştik elbette ki. Filmin başrolünü geçen yıllarda vefat eden Robin Williams üstlenmişti, çok iyi bir oyunculuk çıkarmıştı, ortalık bu filmin etkileyiciliği ile kasıp kavrulmuştu,  1989’da dört dalda Oscar’a aday olup sadece Tom Schulman’a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti.  Hatırlamak isterseniz diye..  Bir edebiyat öğretmeninin mezun olduğu koleje yıllar sonra öğretmen olarak işe başlaması, öğrencilerini  yetiştirmek için  farkli bir eğitim yöntemi seçmesi  ve  şiir yoluyla   aralarında kurulan bağ üzerine derin bir eser olan bu metin tiyatro sahnesine bu ekip tarafından iyi yansıtılamamış ne yazık ki. Oyunculuklar konusunda değil bu eleştirim. Sorun metnin duygusunun izleyiciye aktarılamaması. Ayrıca sorunlar arasında; olayların izleyiciye alelacele aktarılması, -ki bunda elbette...